K.Kore'nin içinde bulunduğu durum, zaten darlık çeken bir ekonomi için bile alışılmadık bir durum. Başkent Pyongyang'daki az sayıdaki benzin istasyonunda bile ilk kez kuyrukların oluştuğu görülüyor. Bazılarında ancak diplomatların, lüks otellerin ve hava yollarının arabalarına benzin veriliyor. Pazartesiden bu yana benzin, Pekin'in resmi gazetesi Global Times yazarı Mang Jiuchen'in yazdığına göre, kotaya tabi olarak veriliyor.
Mang, benzin istasyonlarına artık takviye yapılmadığını yazıyor. Bu arada benzinin litre fiyatı hafta sonunda 70-80 sentten 1,25 dolara fırlayarak %70 oranında arttı.
Kim Jong-un rejiminin önünde daha da başka yaptırımlar olacak gibi. 2009'dan beri dondurulmuş bulunan çok taraflı tartışmaların ABD, Japonya, Güney Kore taraflarının sözcüleri Kuzey Kore'yi atom ve füze programını durdurmaya çağırdı. Öte yandan Trump Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni bu ülkeye karşı daha sert önlemler almaya davet ediyor. En önemlisi de, büyük komşu ülke ve yegane müttefik Çin Kim'i baskıyı arttırmakla tehdit ediyor.
Global Times'a göre Çin, eğer Kuzey Kore altıncı nükleer testini de yaparsa, benzin vanalarını tamamen kapatacak. Bu ülke, unutulmamalı ki, yakıt ihtiyacı açısından neredeyse tamamen Çin'e bağımlı. 2015 yılında Kuzey Kore'nin Çin'den ithal ettiği ham ve rafine edilmiş miktarı, Rusya'dan aldığının 6 katı. Ayrıca "North Korean Economy Watch" yayınının verilerine göre ülkenin 240.000 otomobilinin hemen hepsi Çin yapımı arabalar. K. Kore'nin toplam dış ticaret hacmi 2016'da 6 milyar ABD Doları kadar tutuyor. Bunun, %91,5'lik bir orana eşdeğer olan 5,5, milyar doları Çin Halk Cumhuriyeti ile yapılmış olan alışveriş. Dolayısıyla bu ülkenin dış dünya ile hemen hemen tek bağı Çin. Çin'den sonra gelen dış ticaret partneri 140 milyon dolarla Hindistan; onu da 76 milyon dolar ile Rusya izliyor. Dolayısıyla K. Kore Çin'e son derecede bağımlı.
Bu da Çin'e, Kuzey Kore üzerinde çok önemli bir yaptırım gücü sağlıyor.